15 Eylül 2014 Pazartesi

Nazife Demirhan ile çok özel röportaj

Bugün Erol Demirhan’ın eşi Nazife Demirhan ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Hatırlarsınız belki Erol Demirhan gazetelere manşet olmuştu. Metris Cezaevi’nde tutuklu olduğu zaman gazeteler kendisini firari olarak yazmıştı. Haberi yapan muhabir ve gazetenin haberciliğini düşünün.

Demirhan şimdi örgüt lideri olmaktan Ali Fuat Yılmazer ile Metris’te. Örgüt lideri olmaktan tutuklular. Örgütte 2 kişiden oluşuyor. Hukuğu hatırlatmakta fayda var. Bir grubun örgüt olması için 3 kişi olması gerekir.

17 Aralık sonrası uzun süre operasyon geldi gelecek diye beklendi ve 22 Temmuz gecesi beklenen operasyon yapıldı. Sahur operasyonu diye adlandırıldı bu operasyon. Siz o dakikalarda evde miydiniz? Neler hissettiniz?
17 Aralık sonrası uzun süre operasyon geldi gelecek diye beklendi ve 22 Temmuz gecesi beklenen operasyon yapıldı. Sahur operasyonu diye adlandırılan bu operasyon. Siz o dakikalarda evdemiydiniz? Neler hissettiniz?
Aylardır bu operasyonun yapılacağını biliyor ve bekliyorduk. Bir gün öncesinden de zaten ilan edildi.  Eşim kendisinin de mutlaka gözaltı yapılacağını bildiği için hazırlandı sanki göreve gidecekmiş gibi beklemeye başladık.Ancak bize gece gelmediler daha onlar gelmeden eşimin adı gözaltı yapılacaklar arasında duyurulmaya başladı televizyonda .O da ‘’bunlar bizim adresi bulamadı galiba’’ diye  kendisi İstanbul Eminiyet Müdürlüğüne gitmek üzere yola çıktı.Bende onu Allaha emanet edip uğurladım.Sonra arama için geldiler sanki bir teröristin evini arayacaklarmış gibi 10-15 polis geldiler ama çokta rahat görmedim onları üzerlerindeki tedirginliği hissede biliyordum.Aradılar ve tabiî ki hiçbir şey bulamadılar.Bu arada bayan memur getirmemişlerdi ben bayan memur olmadan yatak odamı aratmayacağımı normalde getirmeleri gerektiğini söyledim, bekledik şubeden bayan memur alıp geldiler. Aramaya başlamadan önce memurun bana sorduğu soru şu’’biz kimin evine geldik ,biz ne arıyoruz beni şubeden apar topar alıp geldiler o yüzden bilmiyorum’’Bu trajikomik duruma güldüm ve bir kez daha bu operasyonu yapanların ne kadar beceriksiz olduklarını anladım.
Gözaltı yapıp tutukladıkları polisler yıllarını bu mesleğe vermiş ,işlerini çok iyi yapan bir çok başarılı operasyona imza atmış insanlar keşke onları tutuklamadan önce operasyon nasıl yapılır öğrenselerdi. Böyle beceriksizce operasyonlar yapmazlardı zannettiler ki öyle büyük  ve başarılı operasyonlar yapılıyor bizde yaparız. Ama o işler o kadar kolay değil.En başından itibaren inanılmaz hatalar yaptılar ve bunu başaramayacaklarını göstermiş oldular.
Ne oldu da kahraman ilan edilen polislere böyle bir operasyon yapma ihtiyacı doğdu?
Ne olduğu ortada aslında 17 Aralık ‘a kadar meslek hayatı başarılarla dolu , soruşturma yüzü görmemiş hatta operasyona talimat verenlerce defalarca ödüllendirilmiş bu polisler birden örgüt lideri ,vatanhaini,casus ilan edildi.Oysa yaptıkları tek şey hukukun kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak ,işlerini en iyi şekilde yapmaktı.Sanırım işlerini yaparken birilerinin ayağına bastılar.Kendi yolsuzluklarını hırsızlıklarını- ki bunlar daha en basitleri – kapatmak için masum insanları yaftalayarak algı operasyonu yaptılar. Bir bu tutuklanan insanların siciline bakmak lazım birde operasyonu yapanların o zaman operasyonun sebebi daha iyi anlaşılacaktır.
Erol Demirhan  ve arkadaşları Metris cezaevine konuldu? Bu bilinçli bir hareketmiydi sizce?
Elbette, yapabileceklerinin en kötüsünü yapmaya çalışıyorlar. Bu yüzden daha önce terörle mücadele kapsamında gözaltı yaparak adli mercilerin önüne çıkarttıkları ve tutuklanan terör örgütü üyelerinin tutulduğu ceza evine konuldular. Hepsi yıldırmak ve zulmetmek maksatlı yapılmış şeyler ama onlar bilmiyorlar ki bu tip davranışlar bizi yıldıramaz hapsetmekle susturacaklarını metrise koyarak yıldıracaklarını zannediyorlar ama asla susturup yıldıramayacaklar. Onlar mutlaka en kısa zamanda çıkacaklar ve mücadelelerine hak için hukuk için kaldıkları yerden devam edecekler.
Bir takım havuz medyası Eşiniz Teslim olduktan sonra Metris cezaevinde olmasına rağmen “Firarda” diye haber yaptı ve bizzat eşinizi hedef gösterdi bu haber karşısında ne hissettiniz ?  Dava açtınız mı? 
Sadece güldüm eşim hakkında sürekli malum medya tarafından firari haberleri çıktı ama bu en komiğiydi yaklaşık 20 gündür tutukluyken yaptılar bu haberi bu da bize yapılan gazeteciliğin ne kadar masa başı ve araştırmadan uzak talimatla yapıldığını gösteriyor. 8 aylık süreçte gerek yazılı gerek görsel basında gerekse miting meydanlarında operasyon duyurulmuştu kaçmak isteseydi kaçardı kaçmadı. Çünkü kaçmasını gerektirecek hiçbir hukuksuz iş ve işlem yapmadı bizzat gidip kendisi teslim olmasına rağmen bu tür haberler yapmaya  devam ettiler.elbette ki bu konuda avukatlarımız her türlü kanuni haklarımızla ilgili işlemleri başlatmıştır.
Adliye önünde günlerce kalabalıklar vardı ve hala o kalabalıklar mevcut  bize buradaki atmosferden biraz bahsedebilir misiniz?
Orası inanılmazdı adliyenin önünde beklerken beni gerçekten duygulandıran bazende ağlatan olaylara şahit oldum.Orda beklediğimiz günlerden birinde hiç tanımadığım bir hanım yanıma geldi ve beraberinde 11 yaşında küçücük bir kız çocuğu vardı bana’’kızım yeni beyin ameliyatı geçirdi bu sürede size çok dua etti hastaneden yeni çıktı ve ben onu evde tutamadım ben gidip bu ablaları görmek istiyorum dedi bende onu alıp geldim’’ dediğinde ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bir kez daha anladım bu ve benzeri o kadar çok olay yaşadık ki bu kadar güzel insan bizi destekliyorsa kesinlikle benim eşim ve arkadaşları yanlış bir şey yapmış olamaz dedim bir kez daha.
Bir çok güzel şeye de  vesile oldu orası bizler birbirimize kenetlendik birbirimizden güç aldık bu birlik beraberlik kendimizi daha iyi hissetmemize sebep oldu. Eşlerimiz alındıktan sonra bizlerde evlerimizde duramaz olduk ve kendimizi emniyetin sonrasında da adliyenin önünde bulduk. Üzüntüler paylaşıldıkça azalırmış bizde öyle yaptık aynı dertle çarpan kalpler bir araya gelmiş oldu.Ben eşimin yakın mesai arkadaşlarından bir kısmını tanıyordum çalıştığı dönemden ama orda bir çok yeni arkadaşımızla tanıştık.Çok sıkı dostluklar kuruldu .Hele o birlikte yaptığımız iftarlar sahurlar görülmeye değer di doğrusu.orada herkes eğer üzülüyorsa kendisine değil arkadaşına üzülüyordu bunu görmek benim kendimi daha güçlü hissetmeme sebep oldu.
22 Temmuz operasyonu ile birlikte Eşinizin Aslında birçok önemli operasyonlarda görev aldığı ve birçogunu bizzat kendi yönettiği ortaya çıktı Size eşi olarak bu operasyonlardan bahsettiği oldu mu? Yoksa birçok aile gibi Operasyonlardan sonra TV kanallarından mı öğrendiniz? 
Hayır tabiî ki öncesinde bahsetmezdi ben onun yoğunluğundan ve sıkıntısından anlıyordum yine bir şeyler olacağını ama eşim işiyle alakalı evde hiç konuşmazdı devlet meselesi neticede ben merak edip sorsamda söylemezdi istihbaratçılar işleriyle ilgili hiç konuşmazlar zaten. Birde benim hayatım tüm kahraman polis eşleri gibi pencere kenarlarında eşimi endişeyle bekleyerek geçti. Hep gece gündüz kelle koltukta çalıştı bende sabır ve endişeyle eşimi bekledim bu endişeyi artırmamak adına da bahsetmemiş olabilir. Tutuklandıktan sonra eşimin @edemirhan adlı twitter hesabını ben yönetmeye başladım sağolsunlar mesai arkadaşlarından bugüne kadar yaptıkları operasyonlar hakkında bilgiler gelmeye başladı bende yaptıkları operasyonları anlatmaya başladım ve ben bir kez daha gördüm ki ne kadar zor ve tehlikeli işler başarmışlar.eğer ben bunları biliyor olsaydım endişelerim kat be kat artacaktı iyi ki de bilmiyormuşum.
Sahur Anneleri Projesi hakkında bizi bilgilendirirmisiniz? 
Emniyet ve adliye sürecinde eşlerimiz göz altında iken bizlerde mağdur eşler olarak birbirimize destek olmaya başladık .  Bir çoğumuz birbirini adliye ve emniyet önünde görmüş ve tanımış oldu. Yaşadığımız haksızlıkları hukuksuzlukları her kesimden insanlara duyurmak için birlikte hareket etmeye karar verdik. Bu birlikteliğimize bir isim vermek istedik. Müslüman bir ülkede Ramazan ayının son günlerini idrak etmekte iken bayrama birkaç gün kala sahur bile yapamadan kaçma tehlikesi olmayan eşlerimizin apar topar kelepçelenerek gözaltına alınmasından hareketle ‘’Sahur Anneleri’’ fikri doğdu.
Sahur Anneleri olarak amacımız ;siyaset,sivil toplum ve medya ile ile ilişkiler kurup yaşanılan hukuksuzlukları dile getirmek ve sesimizi duyurma konusunda ziyaretler tertip ederek yeni bir sivil toplum inisiyatifi geliştirmektir.
Bu kapsamda ilk olarak meclise gittik,çeşitli siyasi parti temsilci ve milletvekilleriyle görüştük. CHP ve MHP grup başkan vekilleri ve millet vekilleriyle görüştük. MHP ve Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlarını ziyaret ettik.
Yerli ve yabancı insan hakları kurum ve kuruluşlarına mail,mektup gönderdik,telefon açtık.
Medya aracılığı ile basın açıklamaları yaparak kamuoyuna sesimizi duyurmaya çalıştık.
AYM ve HSYK ya şikayet dilekçelerimizi ilettik ve bunu da basın açıklaması yaparak kamuoyuna duyurduk.
AB Türkiye delegasyon temsilciliği ile görüştük.Yaşadığımız hukuksuzlukları uluslar arası boyuta taşıdık.
Yazılı ve görsel basın aracılığı ile yaşadıklarımızı kamuoyuna anlatıyoruz.
www.sahuranneleri.com internet sitesi ve sahur anneleri twitter hesabı ile sosyal medyada da sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Aynı hukuksuzluklara maruz kalan ailelerle kardeşlik tesis ederek hastalık,doğum,çocukların eğitimi gibi konularda birbirimize destek olmaya çalışıyoruz. Bu hukuksuzluklar son bulana kadar mücadelemize devam edeceğiz.Her şeyden önemlisi de bu zor günlerde aynı kaderi yaşayan ailelerle kardeşlik tesis ederek birbirimize moral kaynağı olduk.
Bu süreçte bizlere destek veren herkese teşekkür ediyoruz.
Bülenç Arınç’ın Özür dilesinler İfadesi Hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eşlerimizden özür dilemelerini istediler özür dilerlerse affedeceklermiş bu kadar ağır şuçlamalar yap örgüt kurmakla suçla sonrada özür dile affedeyim de bu kadar basit mi bu suçlamalar doğru ise –ki ben asla öyle olduğunu düşünmüyorum – bir özürle affedilir mi?
Eşimi ziyaretimde bana bu konuda söylediği şey şuydu ‘’özür hak edenden hak ettiği için dilenir .Ben ve arkadaşlarımın hukuksuz hiçbir iş ve işlemi olmadı eğer ille de birilerinden özür dilemek gerekiyorsa görev yaptığımız süre içerisinde meydana gelen eylemlerde hayatını kaybedenlerden ve yaralananların yakınlarından özür dileriz. Keşke uykusuz ve yorucu saatlerce çalışmalarımıza aldırış etmeden bir günümüzü iki  gün gibi yaşayıp bu eylemleri engelleyebilseydik’’
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Biz birgün bu zulmün biteceğini biliyoruz er yada geç yapılan haksızlıklar ayyuka çıktı tutuklu bulunan müdürleri anladım sebebi belli talimatlı bir şekilde tutuklandılar ancak içerde sadece görevi şöförlük olan hukuksuz denilen ancak tamamen mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerde sadece dinleme işlemini yapan hiçbir evrakı imzası olmayan memur arkadaşlarımız var buda bize bu işin ne kadar ezbere yapıldığını gösteriyor.  Ama biz ülkemizde baskılara boyun eğmeyecek işini hakkıyla yapacak hakimlerimiz ve savcılarımız olduğuna inanıyoruz . Onlar işlerini yapacaklar ve bu zulme dur diyecekler. Bir gün biri çıkacak ve bu zulme dur diyecek adını tarihe altın harflerle yazdıracak, biz o günün gelmesini sabırla bekliyoruz biz sabretmesini iyi biliriz çalışırken vatan hizmeti deyip sabrettik ,şimdi de vatan sağolsun deyip sabrediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder